Yazıma başlamadan önce aşağıdaki videoyu izlemenizi istiyorum. Video’da Amerika’daki Boston Dynamics adlı firmanın “insansı robot” çalışmalarından biri olan Petman adlı robotun geliştirme çalışmaları görülüyor. Bu firma Amerika’da ordunun DARPA adlı kurumunun desteğiyle robotik çalışmalar yapıyor.
Yapılmaya çalışanları anlamak zor değil. Yarın savaşlarda insanların yerine kullanılacak ve “ölüm makinaları” olacak robotların atası olacak bu çalışmalar…
Tabii ki her teknolojide olduğu gibi bu da hem öldürmek hem de insanlığa yardım edecek amaçlar uğruna kullanılabilir. Bugün kullandığımız bilgisayar, İnternet, GPS gibi teknolojiler de hep askeri amaçlarla geliştirilmeye başlanıp sonradan sivil uygulamalara açılmış teknolojiler. Teknolojik gelişimi sürükleyen çalışmalar büyük oranda savunma sanayii içerisinden doğuyor
Robotik alanında benim en çok ilgimi çekenler uçan robotlar veya insansız hava araçları ya da popüler adlarıyla “drone“lar olarak bilinen ürünler. Son dönemde fiyatları artık oyuncak seviyesine gelmiş olan 4 rotorlu araçları yani “quadrotorları” sıkça görüyoruz. Şu an için en çok hava fotoğrafçılığı için kullanılan bu aletlerin içerisinde aslında yüksek teknolojik öğeler bulunuyor. Bugünlerde Amerika’da bu araçlar üzerine hararetli tartışmalar yürüyor. Amerika’nın sivil havacılıktan sorumlu kurumu olan FAA 2015 yılında bu araçların sivil havacılık ağına dahil edilmesine izin verecek[1] Bu da birçok kişi de “mahremiyet” konularında şüpheler doğuruyor. Üzerlerine takılan kameralar sayesinde istenilen yerin kolaylıkla ve çoğu zaman da sessizce izlenebilmesine olanak sağlayan bu araçlar insanlara ürkütücü geliyor.
Aşağıda Pennsylvania üniversitesindeki çalışmalardan bir örnek görebilirisniz. Nanocopter denilen oldukça ufak boyutlu araçların koordinasyon içerisinde uçuşu gerçekleştiriliyor. Buradaki hareket algılama için hızlı görüntü alabilen özel kızılötesi kameralar kullanılıyor.
Do it yourself Drones sitesinin kurucusu ve Wired dergisinin eski editörü olan Chris Anderson şimdilerde 3D robotics şirketinin CEO’luk görevini yönetiyor. Hobi olarak başladığı insansız araçları artık bir işe dönüştürdü. Firma geçtiğimiz günlerde oldukça yüksek miktarda yatırım da aldı.[2]
Bu araçların gelecekte milyarlarca dolarlık yeni iş alanları yaratacağı öngörülüyor.[3] Savunma alanında halihazırda en çok yatırım yapılan alanlardan birisi oldu bile. Dışarıdan bakıldığında oyuncağa benzeyen bu aletler aslında oldukça kompleks elektronik sistemler içeriyor. Elektronik komponentlerin fiyatlarının oldukça düşmesiyle beraber bu kompleks sistemler artık “halka inmiş” durumda. Donanım bileşenleri yanında İnternet üzerinde kaynak kodları açık olarak yayınlanan projeler sayesinde birçok kişi bu karmaşık sistemlerin yazılımlarına erişme ve onları kendi projelerinde kullanma olanağına kavuştu. Böylelikle “açık kaynak” furyası bu alanda da hızlı gelişmelere yol açtı.
Başta Arducopter projesi olmak üzere birçok açık kaynaklı insansız araç otopilotu projesini internet üzerinde bulabilirsiniz. Donanım projeleri ve yazılımlarının kaynak kodları açık olan bu projeleri kullanarak kendi projelerinizi de gerçekleştirebilirsiniz.
Ülkemizdeki Çalışmalar
Aslında bu yazıyı yazmaya, ülkemizdeki insansı robot çalışmalarından bahsetmek için karar vermiştim. Geçtiğimiz günlerde merkezi Konya’da bulunan yazılım firması Akınsoft, tasarladığı insansız robot Akıncı-2’nin görüntülerini paylaşmıştı. Videoyu aşağıda görebilirsiniz
Bu tür çalışmaları ülkemizde görmek mutluluk verici. Akıncı-2 ülkemizdeki ilk insansı robot çalışması değil. Bundan önce de 2010 yılında Sabancı Üniversitesi’nde yürütülen SURALP adlı insansı robot projesini görmüştük. Projenin web sitesinde güncel bilgileri göremedim. Sabancı Üniversitesi’nde araştırmacı olarak çalışan arkadaşım İhsan Kehribar‘dan öğrendiğim kadarıyla çalışmalar devam ediyormuş. Aşağıda Süralp ile ilgili videoyu görebilirsiniz. Buradan da Suralp projesi hakkındaki bilgilere ulaşabilirsiniz.
Robotikte önde gelen ülkeler teknoloji yarışında da önde olacaktır. Umuyorum bu alanda ülkemizde daha fazla çalışma görürürüz. Aslında bu konuda şanslı da sayılırız. Arduino Türkiye’ye gelen mesajlardan gördüğümüz kadarıyla robotiğe çok meraklı bir gençliğimiz var. Önemli olan bu ilgiyi elle tutulur ürünlere dönüştürebilmek. Ve tabi ürüne dönüşenlere de inanıp sahiplenmek…
Robotikle ilgili başka yazılara da yer vereceğim inşallah. Lütfen görüşlerinizi yorum bölümünde paylaşın.
vay be akıncı 2 müthiş olmuş