Twitter en aktif olarak kullandığım sosyal medya platformlarından birisi ve bu platformda ilgi alanlarım doğrultusunda teknik konularda paylaşım yapan birçok hesabı takip ediyorum. Son zamanlarda akan twitlere baktığımda arada en azındna 3-4 tane haber ve paylaşımın “nesnelerin interneti (internet of things)” konusunda olduğunu görüyorum. Özellikle teknoloji alanındaki bloglarda da bu ara en çok zikredilen tamlamalardan birisi bu.
Bir diğer “moda” da geleneksel olarak kullandığımız birçok şeyin başına “akıllı” ibaresinin gelmesi: Akıllı ev, akıllı kapı kilidi, akıllı araçlar, akıllı vs… Peki cihazların akıllı olması ne demek?
“Akıllı” ibareli en popüler konulardan birisi akıllı evlerden bir örnek vermem gerekirse 2011 yılında çalıştığım firmada bir akıllı ev projesine başlamıştık. “Akıllı ev” denildiğinde ilk akla gelenler, evin ışıklarını akıllı telefonlarımızdan açıp kapayabilmek, belki perdeleri ve ısıtma / soğutma sistemini kontrol etmek gibi şeyler oluyor. Ben de yakın zamana kadar akıllı evden bunları anlıyordum. Peki normalde duvardaki düğmesine basıp açtığımız lambayı telefonumuzdan açtığımızda sistem akıllanmış mı oluyor? Akıllılık bundan daha fazlası olmalıydı!
Benzer şekilde “nesnelerin interneti” de temel olarak nesnelerin / cihazların interne bağlanması olarak tabir ediliyor. Yani geçmişte kendi halinde çalışan cihazlarımız bir şekilde internete bağlanacak ve bu cihazlar kendi arasında haberleşecek. Örneğin evimizde sıcaklık ölçen bir termostatımız varsa, bunu internete bağlayıp uzaktan sıcaklık bilgisini öğrenebiliriz.
Nİ denilen kavram da temel olarak geçmişte olduğu yerde akıp giden “verileri” sensörler ve bu sensörleri okuyup işleyebilen işlemcilerle alıp internete açmak ve verilerin depolanmasını sağlamayı içeriyor. Ancak asıl devrim burada değil bu verilerin analiz edilip yorumlanması, daha da önemlisi “veri kıymetlendirme” yapıldıktan sonra kararlara dönüşmesiyle ortaya çıkacak.
Aslında günlük hayatımızdan “nesnelerin interneti” için en güzel örneklerden birisi Yandex’in Trafik uygulaması olabilir. Gideceğimiz yeri bize tarif etmesinin yanında uygulamayı kullananların telefonlarındaki GPS modüllerinden aldığı verilerle trafik yoğunluğunu da bildirebiliyor. Hatta yol tarifi yaparken trafik yoğunluğunu göz önünde bulundurarak farklı alternatifler sunabiliyor.
İnternete bağlı sistemler çok da yeni birşey değil aslında. Sadece donanımların ve internet bağlantısının ucuzlaması ve yaygınlaşması ile birlikte, biraz da pazarlama çabalarıyla “nesnelerin interneti” popüler bir kavram haline geldi. Ben de bundan sonraki yazılarımda bu konuya da sık sık yer vermeyi düşünüyorum. Biraz Bluetooth Smart protokolünden de bahsetmek isterim.
Nesnelerin İnterneti hakkında daha önce yazdığım yazıyı da buradan okuyabilirsiniz.