“Yaş 35, yolun yarısı eder” demiş şair Cahit Sıtkı Tarancı. Sanırım şairin yaşadığı yıllarda 35 yaş oldukça yaşlı hissedilen bir yaştı. Ya kendisini öyle hissediyordu… Çünkü şiir şöyle devam ediyor:
Ortalama olarak da insanların 70 yaşlarına kadar yaşadığını kabul edip 35 yaşı ömrün yarısı kabul etmiş olmalı. Gelin görün ki, bu şairimiz maalesef 46 yaşında vefat etmiş! Sonuç olarak hayatta hepimizin öleceğini garanti ama ne zaman olacağını hiç birimiz bilmiyoruz.
40 yaş için duyduğum ve hoşuma giden bir diğer söz de şu:
“40 yaş gençliğin yaşlılığı, yaşlılığın da gençliğidir”
Burada da yine 70-80’li yaşlara kadar yaşayacağımız kabulu var sanırım. Ama yine de hoşuma giden bir söz oldu. Sonuç olarak 20’li ve 30’lu yaşlardaki kadar enerjik hissetmesem de bir yandan da belirli bir hayat tecrübesi ile çok da yaşlı hissedilmeyen yaşlar. Ancak ufaktan “bataryanın sağlığının artık %100″ olmadığını da hatırlıyorsunuz.
Bundan 5 yıl öncesine kadar hiç aklımızda yokken şimdi farklı bir ülkede hayatımızı sürdürüyoruz. Artık iki çocuk babası ve hayatta belirli sorumlulukları olan biri olarak devam ediyorum. Henüz geçtiğimiz sene DEHB olduğumu öğrendim ve hayatta yaşadığım bazı sıkıntıların sebebini de anlamış oldum. Tabi ki sıkıntıların sebebini anlamak onların ortadan kalkması anlamına gelmiyor ama bir şekilde de anlam kazanmış oluyorlar. Bir de bunu yaşayan tek kişi olmadığınızı bilmek de insanı biraz rahatlatıyor.
Kariyer anlamında da yine DEHB olmamla bağlantılı olduğunu yeni anladığım tatminsizliğim devam ediyor. Ancak artık en azından ne yönde çabalamam gerektiğini daha net olarak görüyorum. Ancak yine bahsettiğim hayat sorumlulukları ile bazı değişimleri gerçekleştirmek o kadar kolay olmayacak.
Öyle ya da böyle dünya üzerinde 40 yılımı tamamlamış durumdayım. Artık önümüzdeki yıllara bakacağız… Bakalım hayat neler getirecek…