Bu yazıda geçtiğimiz yıl “Türk mühendisler Hollanda’ya göçüyor?” gibi haberlerle gündeme gelen mühendis göçü hakkında bildiğim kadarıyla bazı şeyleri paylaşmak istiyorum. Özellikle de savunma sanayiinde çalışan mühendislerle gündeme gelen konu üzerine komplo teorileri de eklenince daha da ilginç bir hal aldı. İşin içinde savunma sanayii de olunca “Hollanda, Türk savunma sanayiini çökertmeye mi çalışıyor ?” gibi absürt sorular dahi sorulmaya başlamıştı.
Önce isterseniz Hollanda’yı kısaca tanıyalım:
Hollanda Avrupa kıtasının kuzeybatısında yer alan bir ülke. İngilizce ismi olan “Netherlands”, alçak ülke anlamına geliyor. Bu isim de oldukça anlamlı çünkü ülke dümdüz ve çoğunlukla da deniz seviyesinin altında. Nüfusu 2018 rakamlarına göre 17.8 Milyon civarında. Yüzölçümü 41.543 Km2 (Konya’nın yüzölçümü 38.000 KM2). Nüfus yoğunluğu oldukça yüksek. Hindistan’dan bile fazla.
Hollanda küçük yüzölçümü ve görece düşük nüfusuna göre ekonomik olarak oldukça ileride bir ülke. Tarım ihracatında Amerika Birleşik Devletleri’nden sonra 2. sırada geliyor. 2019 Gayrisafi Yurt içi hasıla rakamlarına göre de dünyada 17. sırada (Türkiye 19).
Şimdi giden yazılımcılara meselesine tekrar dönecek olursak burada durumu olabildiğince objektif olarak anlatmaya çalışacağım. Farklı kişilerin farklı gözlemleri de olabilir tabi.
Öncelikle ben de bir süredir Hollanda’da yaşayan ve dünyayı da kendimce takip etmeye çalışan biri olarak şunu söylemeliyim ki mühendislerin göçü konusu ne Türkiye ile sınırlı ne de mühendisler sadece Hollanda’ya gidiyor. Bugün ABD ve Hollanda, Almanya, İngiltere gibi Avrupa ülkeleri başta olmak üzere birçok noktaya göç eden mühendisler var. Göçmen kuşların soğuk iklimlerden sıcak ülkelere göç etmesi gibi mühendisler de kendi kariyer ve yaşamları için “daha sıcak” olacağını düşündükleri ülkelere göç ediyorlar. Her şeyi komple teorileri ile açıklamaya alışkın olduğumuzdan durumun gerçeklerini gözden kaçırıyoruz gibime geliyor.
Giden mühendislerin büyük çoğunluğunun da yazılımcı veya bilişim sektöründe farklı görevleri olduğunu da belirtmek gerek. Bilişim sektörü bu anlamda göç edebilmek açısından en cazip sektör durumunda. Hem hızlı büyümesi hem gelişmiş ülkelerin birçoğunda çalışan eksikliği duyulması hem de İngilizce dilinin ortak haline gelişmiş olmasından en kolay göçü bu sektördekiler yapabiliyor. Haberlere konu olan yoğun göç haberlerindeki kişiler de genellikle yazılım alanında çalışanlar.
Ülke olarak olayları “komplo teorileri” ile açıklamaya çok meraklıyız. Bir de yarım bilgi ile yorum yapmaya kalkınca işler daha da karışıyor. Özellikle Aselsan gibi savunma sanayi firmalarımızdan mühendislerin yoğun bir şekilde gidiyor oluşu bir dönem ortaya “Hollanda savunma sanayiimizi çökertmeye çalışıyor, savunma sırlarımızı çalmaya çalışıyor” şeklinde yorumlara neden oldu. Hollanda’da mühendis transferi yapan firmaların savunma sanayii ile doğrudan bir bağlantıları yok. Onlar sadece yetişmiş yazılımcılar arayan sivil teknoloji firmaları. Zaten ülkelerin savunma sanayii pozisyonlarında genellikle vatandaşlığa sahip olmayanların çalıştırılması diye birşey benim bildiğim kadarıyla mümkün değil.
Hollanda’da yaşananlar aslında Almanya, İngiltere ve İrlanda gibi Avrupa ülkelerinde yaşananlardan pek farklı değil. Bu ülkelerdeki yetişmiş insan kaynağı kendi işlerini doldurmaya yetmiyor. Dolayısıyla dışarıdan gelecek iş gücüne ihtiyaç duyuyorlar. Böylelikle uzakdoğu ve Amerika dışında başka ülkelere gitmeyi düşünen yazılımcıların önüne başlıca 3, 4 seçenek çıkmış oluyor: Almanya, İngiltere ve Hollanda. Son dönemde Estonya gibi küçük ülkelerin dahi göç alma konusunda öne çıktıklarını görüyoruz.
Yazılım ve Bilişim alanlarında çalışanlar yurtdışında çalışma konusunda en şanslı olan grup. İngilizce bilen bir yazılımcının gittiği her yerde işini yapma şansı bulunuyor. Adaptasyon için de özel bir eğitim ve zaman gerektirmemesi bilişim alanındaki kişilerin göç etmesini kolaylaştırıyor.
Hollanda ile ilgili haberlerdeki bazı şeyleri de burada düzeltme gereği duyuyorum. Abartma huyumuz burada da ortaya çıktı maalesef. “Gidenlere ev, araba, vatandaşlık veriyorlarmış” gibi başlıklar havada uçtu. Böyle birşey olmadığını en azından kendim ve çevremden gördüğüm örneklerden söyleyebilirim. Arkadaşlarımız arasında Tübitak, Aselsan gibi kurumlardan gelenler de var. Yani öyle kimseye ev araba felan verildiği yok. Tabi ki farklı şirketlerin değişik yan hak paketleri olabiliyor. Vatandaşlığın da şartları belli. 5 sene kesintisiz olarak burada çalıştığınızda önce kalıcı oturum sonra da vatandaşlık için başvurabiliyorsunuz. Ama öyle herkese vatandaşlık dağıtıldığı felan yok. Ayrıca Türkiye’deki kurumlarımız tabi ki değerli ama buraya geldiğinizde dışarıdan gelmiş diğer ülke mühendisleri arasında birisiniz. Yani Türkiye’den gelmeniz veya oradaki önemli bir kurumda çalışmış olmanız değil kendi bireysel yetenekleriniz burada daha önemli oluyor. Maaş seviyelerini de Linkedin gibi platformlardan görmek mümkün. Bir yazılımcının kendi alanına göre alacağı maaş aralıkları az çok belli ve bunun dışına da pek çıkılmıyor. Hollanda’ya “nitelikli göçmen vizesi” ile gelenler %30 vergi teşvikinden faydalanabiliyor. Yani brüt maaşınızın %30’u 5 yıl boyunca vergiden muaf tutuluyor. Buna “%30 percent rule” deniliyor. (Daha önce 8 yıl olan süre 5 yıla indirildi, son durumu kesin olarak bilmiyorum)
Bugünün dünyasında Kendini yetiştirmiş, tecrübeli ve İngilizce (ve başka diller) bilen bir yazılımcı için alternatifler sadece Ankara, İstanbul ve İzmir’den ibaret değil. Berlin, Dublin, Amsterdam, Eindhoven, San Fransisco da pekala bir yazılımcının çalışmayı düşünebileceği yerlerden birisi. Ülkeler de insan kaynağını kendine çekmek için cazip koşullar yaratmaya çalışıyorlar.
Dünya Türkiye’nin etrafında dönmüyor ama dünyada olup bitenler Türkiye’yi de etkiliyor. Bütün ülkelerin dijital dünyadaki pozisyonlar için iş gücü ihtiyacı bulunuyor. Daha önce tarihte toprak, güç ve hammadde elde etmek için birçok savaş yaşandı. Bugünün savaşı insanları öldürerek değil cazip koşullar sunarak kendine çekmeye çalışarak yapılıyor. Yetişmiş insan beki de tarihte hiç olmadığı kadar değerlenmiş durumda.
Bu yazıda Hollanda’ya mühendis göçü ile ilgili kendimde doğru bilgileri vermeye çalıştım. Bir ülkeden başka bir ülkeye göç kararı almak kolay değil. Ancak böyle bir karar alınacaksa doğru bilgilere dayanarak alınmalı diye düşünüyorum.
Ülke açısından bakarsak tabi ki her ülke için elinden kaçırdığı nitelikli iş gücü bir kayıptır. Ancak enerjisini gidenlere ağlamak (ya da sövmek) için değil nitelikli iş gücünü kendi ülkesine tutabilmek ve hatta başkalarını çekebilmek için neler yapması gerektiğine yorması daha mantıklı bir hareket olacaktır.
https://tr.wikipedia.org/wiki/Hollanda
https://www.sabah.com.tr/ekonomi/2018/01/16/savunma-sanayiinden-hollandaya-beyin-gocu
https://www.sozcu.com.tr/2019/gundem/yuz-super-beyin-hollandaya-transfer-oldu-2988431/
harika içerik… Teşekkürler!
Hollanda devleti Peygamberimize küfredenlere kucak açmıştır. Mühendislerimiz onlara hizmet etmesin