Son dönemde aldığımız oldukça can sıkıcı bir haber var: Başlıktan da anlayabileceğiniz üzere Çizgi-Tagem kapanıyor. Benim de daha önceden Arduino konusunda web eğitimi vermiş olduğum ve ülkemizde bilişim ve elektronik eğitimi alanında oldukça güzel ve faydalı çalışmalar yapmış böyle bir oluşumun sona eriyor olması çok üzücü. Niyazi Bey’in konuyla ilgili açıklamaları için buraya bakabilirsiniz.
Ülkemizde bazı kanunlar maalesef çağın gerisinde kalmış durumda. Uzaktan eğitim veren (online) bir kurum için eğitim kurumu tanımlaması bulunmuyor. Açılan dava henüz sonuçlanmasa da Niyazi Bey savunma yapmayacağını belirtti. Umalım da dava düşsün ve Çizgi Tagem faaliyetlerine devam etsin.
Bulunduğumuz duruma baktığımızda Çizgi Tagem gibi onlarca kuruma ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Mesleki eğitim konusunda halimiz içler acısı maalesef. Okullarımızdan çok düşük seviyelerde mezun oluyoruz. Sektördeki herkes mezun olan öğrencilerin sektöre yabancı bir şekilde geldiğini söylüyor. Bu durum teknoloji alanında gelişmemizi baltalıyor. Sanayi devrimini kaçırmış bir ülke olarak bilgi çağında da sadece tüketici olarak yer alma gibi bir tehlikeyle daha karşı karşıyayız. Zaten elimize verilen teknolojik oyuncakları kullandığımızda sürekli pompanan “çağı yakalıyorsunuz” gazını da düşünürsek durumun vehameti daha da ortaya çıkar. Bizi sadece “pazar” olarak görenlerin en çok sevineceği durum da bu olacaktır.
Nyazi Bey’in yazısında söyledikleri de oldukça acı ve bir o kadar da gerçek şeyler:
Son beş yılda yüzlerce cahil, cahil olduğunun farkında olmayan ama her konuda bir fikri olan, okumayan, yazmayan ve öğrenmeyen insanlarla uğraşmak beni yıktı; tüketti artık. Sıradan insanları bırakın, çok yakın bazı arkadaşlarımın bile ilerlemek, daha başarılı olmak, bir şeyleri gerçekleştirebilmek için ne kadar çalışmak gerektiğini zihinlerinde canlandıramadıklarını görmek içimi acıtıyor. “Mesleki Yeterlilik Kurumu sınav ve belgelendirme süreçlerinde 2 yılda 4,500′den fazla sayfa yazı yazdık. Üstelik bunlar taslaklar da değil, Resmi Gazetede yayınlanan meslek standartları, yeterlilikler vb.” deyince nasıl bir iş yükünden bahsettiğimizi insanlar hayal dahi edemiyorlar. Bir meslek edinmek için ne kadar çalışmak gerektiğini gençlerimiz anlamıyorlar. Hasbelkader okullarından mezun olduklarında her şeyi öğrendik zannediyorlar; mesleklerine dair internet ortamında yüzbinlerce sayfa bilgi olduğu halde bunları açıp okumuyorlar, yazmayı hiç bilmiyorlar. 1990′ların sanal bebeklerine benzer kullanılan Çin’in çöpleri tabletleri, bilgisayar sanıp eğitim aracı olarak çocuklarımıza satın aldık. 140 karaktere hayatı sığdırıp bununla da övünen, “bir tıkla” bir şeyleri paylaşarak bunu emek zanneden bir toplum yarattık biz; vahşi kapitalizm empoze ettiği tüketim toplumu.
Ülkemiz her yıl teknolojik ürünlere ve yazılımlara onlarca para ödüyor. Yapılması gereken çağa ayak uydurmak ve Çizgi Tagem gibi kurumlara sahip çıkmaktır. Aksi takdirde sonumuz “teknolojik kölelik”ten öteye geçmeyecektir.
Aşağıda Niyazi Bey ile yapılan röportajı bulabilirsiniz:
Hocam ellerinize sağlık yazınız için ilk paragrafta da dediğiniz gibi umalım da dava düşsün ve Çizgi Tagem faaliyetlerine devam etsin…